Daha fazla bilgi için,
lütfen iletişime geçin :
Hukuk Bültenleri

Rekabet Kurumu Soruşturma Usulüne İlişkin Değişiklik Önerisi TBMM’de Görüşülecek

Hukuk Bültenleri
Rekabet Hukuku
Genel

Yeni Gelişme

İlgili milletvekillerinin 03.05.2024 (Cuma) tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi (“TBMM“) Başkanlığı’na sundukları 2/2138 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (“Kanun Teklifi“)¸ Rekabet Kurumu (“Kurum“) tarafından yürütülen soruşturmalarına ilişkin bazı önemli usuli değişiklikler önermektedir.

Bilgi bütünlüğünün sağlanması adına belirtmek gerekirse, Kurum tarafından yürütülen soruşturmaların usuli aşamaları 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’da (“4054 Sayılı Kanun“) düzenlenmektedir. Hâlihazırda, 4054 Sayılı Kanun’da Rekabet Kurulu’nun (“Kurul“) bir soruşturma hakkında nihai kararını vermesinden önce (i) Kurum tarafında soruşturma heyetinin üç belge hazırlaması (soruşturma bildirimi, soruşturma raporu, ek yazılı görüş), (ii) soruşturma konusu teşebbüsün bu evraka cevaben üç yazılı savunma sunması (birinci, ikinci ve üçüncü yazılı savunmalar) ve (iii) Kurul önünde bir sözlü savunma toplantısı düzenlenmesi öngörülmektedir.

Kilit Unsurlar

Kanun Teklifi bu usullere ilişkin önemli değişiklikler önermektedir:

  • Birinci Yazılı Savunma Sunma Mecburiyetinin Kaldırılması: Mevcut durumda, 4054 Sayılı Kanun’un 43(2). maddesi uyarınca, soruşturma tarafı teşebbüs, soruşturma bildiriminin kendisine tebliğinden itibaren 30 takvim günü içerisinde ilk yazılı savunmasını sunmak zorundadır. Kanun Teklifi, bu zorunluluğun kaldırılmasını önermektedir. Teklifte açıklandığı üzere, bu değişikliğin gerekçesi, usul ekonomisine yönelik faydalar elde etmek amacıyla soruşturma sürecini hızlandırmaktır. Bu bağlamda, Kanun Teklifi, soruşturma bildiriminin zaten bir ihlal iddiası içermediğine (daha ziyade bir ihlal şüphesine işaret ettiğine) dikkat çekerek soruşturma bildiriminin ilgili teşebbüsün savunma hakkı perspektifinden yanıt verilmesi gereken bir belge niteliğinde olmadığına işaret edilmektedir.
  • Ek Yazılı Görüş Yalnızca Kurum’un Önceki Görüşlerinde Bir Değişiklik Olması Halinde Hazırlanacaktır: Halihazırda, 4054 Sayılı Kanun’un 45(2). maddesi uyarınca, Kurum soruşturma konusu teşebbüsün ikinci yazılı savunmasında yer alan savunmalara yanıtlarını  bir ek yazılı görüş hazırlamak suretiyle sunmak mecburiyetindedir. Kanun Teklifi, bu gerekliliği, teşebbüsün sunduğu savunmaların, soruşturma heyetinin soruşturma raporundaki görüşlerinde bir değişiklik yaratması hali ile sınırlandırmayı önermektedir. Kanun Teklifi bu öneriyi yine potansiyel usuli etkinlik kazanımları ile açıklamaktadır.
  • “Üçüncü” Tur Evrak Teatisi İçin Kanuni Sürenin Sınırlandırılması: Halihazırda 4054 Sayılı Kanun, Kurum’un ek yazılı görüşünün hazırlanması için 15 takvim günü, teşebbüsün buna mukabil üçüncü yazılı savunmasının sunulması için ise 30 takvim günü tanımaktadır. İlaveten, 4054 Sayılı Kanun’a göre, her iki tarafın da bu sürelerin bir katına kadar artırılmasını talep etmesi mümkündür. Öte yandan Kanun Teklifi bu süre uzatım imkanını kaldırmak suretiyle ilgili evrakın sunulması için kanuni süreyi kısıtlamayı öngörmektedir.

Bundan Sonraki Süreç ve Sonuç

Bundan sonraki süreç bakımından, TBMM’nin ilgili komisyonları Kanun Teklifi’ni görüşecek ve değerlendirecektir. Daha sonra ise Kanun Teklifi Genel Kurul’da görüşülecektir.

Meclisin bu Kanun Teklifi’ni yasalaştırması halinde, değişikliklerin Kurum tarafından yürütülen soruşturmaların usuli sürecini ne ölçüde etkileyeceğini zaman gösterecektir. Her halükarda, önerilen değişiklikler bir teşebbüsün Kurum’un soruşturma bildirimindeki iddia ve delillere yanıt vermesini engellemeyecektir. Zira 4054 Sayılı Kanun’un 44(1). maddesi, teşebbüsün soruşturmanın her aşamasında bu tür savunmalar sunmasına imkan tanımaktadır. Öte yandan, eğer Kurum ek yazılı görüşe ilişkin önerilen değişikliği çok sayıda dosyada uygulamayı (bunu bir genel uygulama olarak benimsemeyi) tercih ederse, bu üçüncü tur evrak teatisini fiilen ortadan kaldırabilir. Ek yazılı görüş safhasının ortadan kaldırılmasının, soruşturma sürecindeki diyalektik pratiği azaltması ve en önemlisi Kurum’un ikinci yazılı savunmada yer alan ilgili argümanları reddetme gerekçelerinin görünürlüğünü azaltması ve böylece Kanun Teklifi’nin bir teşebbüsün savunma hakkının icrasını azaltıp azaltmadığı sorusunun gündeme gelmesi beklenebilecektir.