Daha fazla bilgi için,
lütfen iletişime geçin :

Kıdemli Avukat

Kıdemli Avukat

Hukuk Bültenleri

Yargıtay’dan önemli bir içtihatları birleştirme kararı

Hukuk Bültenleri
Uyuşmazlık Çözümü
Genel

Yeni Gelişme

Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu (“Kurul“), 2021/5 E., 2023/2 K. sayılı kararı  (“Karar“) ile mahkeme kararlarında hatalı olarak gösterilen kanun yolu süresine göre yapılan kanun yolu başvurusunun incelenmesi gerektiğine karar vermiştir. Kararın sonuç kısmı bütün mahkemeler ile adli ve idari organlar üzerinde bağlayıcı olacaktır. 14.09.2023 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan karara buradan ulaşabilirsiniz.

Kurul’un İçtihatları Birleştirme Kararı’nın Gerekçeleri

Kurul’un içtihatları birleştirme kararının konusu, kesin nitelikte olduğu tartışmasız olan kanun yoluna başvuru süresinin mahkemelerce hüküm fıkrasında hatalı olarak gösterilmesine ilişkindir. Bu hususta Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da dahil olmak üzere Yargıtay’ın bazı daireleri arasında görüş ve uygulama farklılığı ortaya çıkmıştır.

Daireler arası ihtilafın temelinde, hatalı süreye dayanılarak yapılan kanun yolu başvurusunun esastan incelenmesinin kanunun kesin süreye bağladığı sonuçları bertaraf edip etmeyeceği yatmaktadır.
İlk olarak Kurul, kanun yoluna başvuru hakkının, Anayasa’da güvence altına alınan hak arama özgürlüğü ve mahkemeye erişim hakkının ayrılmaz parçası olduğunu tespit etmiş ve bu haklar doğrultusunda bir değerlendirme yapılmasına karar vermiştir.

Bu değerlendirmeye göre Kurul, bir hukuk devletinin en temel yükümlülüklerinden birinin Anayasa madde 40 uyarınca bireylerin hak ve hürriyetlerinin ihlali neticesinde gerekli başvuru yollarının sağlanması olduğunu ifade etmiştir. Nitekim, Anayasa’nın 36. maddesinde düzenlenen hak arama özgürlüğü ile kişilerin davacı ve davalı olarak başvurma ile iddia, savunma ve adil yargılanma haklarının güvence altına alındığı saptamasını yapmıştır. Kurul, bu sebeple, mahkemeye erişim hakkının hak arama özgürlüğünün temel bir unsuru olduğunu belirtmiştir. Öyle ki mahkemeye erişimin hakkının sağlanmadığı bir durumda adil yargılanma hakkının içerdiği diğer güvencelerin de işlemez hale geleceğini söylemiştir.

Kurul ayrıca, devletin yurttaşlarına hukuki korunma sağlamasının yanında bunun kullanılmasını sağlayacak etkili mekanizmaları tesis etme yükümlülüğü altında olduğunu belirtmiştir. Kurul, bu hususta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (“AİHM“) mahkemeye erişim hakkının hukukun üstünlüğü ilkesinin ayrılmaz bir parçası olduğu, bu sebeple mahkemeye başvuru açısından tutarlı bir sistemin varlığının ve bireylerin mahkemeye erişmede açık, pratik ve etkili fırsatlara sahip olması gerektiği şeklindeki bulgularına atıf yapmıştır. Benzer şekilde, Kurul, AİHM’in Bayar ve Gürbüz/Türkiye kararında vardığı iç hukukta tanınan kanun yollarına başvuru hakkının etkili şekilde kullanılması gerektiği yönündeki görüşünü de alıntılamıştır.

Buna ek olarak, Kurul Anayasa’nın 40. maddesi uyarınca sağlanan, devletin işlemlerinde bireylere hangi kanun yollarına hangi sürelerde başvurması gerektiği yönündeki bildirim yükümlülüğünün hak arama özgürlüğü bakımından zorunluluk olduğunu belirtmiştir. Ayrıca, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 297 uyarınca hukuk davalarında mahkemelerce kurulacak hükümlerin içermesi gereken unsurlardan birinin de varsa kanun yolları ile başvuru süresi olduğunu ifade etmiştir. Kurul, başvuru mercii ile süresinin doğru olarak gösterilmesinin anayasal bir gereklilik olduğu sonucuna varmıştır.

Kurul, kanun yollarına başvuru süresinin kesin ve hak düşürücü süre niteliğinde olduğu hususunda tartışma olmadığını belirtmiştir. Bununla birlikte, kanun yoluna başvurunun geç yapılmasında mahkemelerin hatası olan durumlarda (örneğin başvuru süresinin yanlış gösterilmesi) kanun yollarına başvuru süresinin kesin niteliğine sıkı sıkıya bağlı kalmanın bireylerin mahkemeye erişim haklarını ihlal edebileceğini ifade etmiştir. Bu sebeple, hatalı olarak gösterilen kanun yolu süresine uyularak yapılan başvurunun, adil yargılanma ve mahkemeye erişim hakları kapsamında değerlendirilerek süresinde yapılmış sayılması gerektiği sonucuna ulaşmıştır.

Son olarak Kurul, mahkemenin hükümde hatalı olarak gösterdiği kanun yolu başvuru sürelerinin kanunda öngörülmüş olması gerektiğini, yoksa hiç düzenlenmemiş bir süre hakkında verilebilecek hatalı hükmün taraflara kanun yoluna başvuru hakkı sağlamayacağını belirtmiştir. Kurul, mahkemelerce hatalı olarak kanun yolunun açık olduğunun belirtildiği durumlarda, esastan kanun yolu incelemesi yapılamayacağını ifade etmiştir.

Sonuç

Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun kararı ile mahkemenin hükmünde hatalı olarak gösterdiği kanun yoluna başvuru süresine uyularak yapılan başvuruların esastan incelenmesi yönünde içtihatları birleştirme kararı verilmiştir. Kurul’un vardığı bu sonuç konusu itibarıyla diğer mahkemeler, adli ve idari makamlar üzerinde bağlayıcı olacaktır.