Daha fazla bilgi için,
lütfen iletişime geçin :
Hukuk Bültenleri

Rekabet Kurumu Türkiye Hızlı Tüketim Malları Perakendeciliği Sektör İncelemesi Nihai Raporu’nu Yayımladı

Hukuk Bültenleri
Rekabet Hukuku
Genel

Yeni gelişme

5 Şubat 2021 tarihinde Rekabet Kurumu (“Kurum”) Türkiye Hızlı Tüketim Malları (“HTM”) Perakendeciliği Sektör İncelemesi Ön Raporu’nu (“Ön Rapor”) yayımlamıştı. Ön Rapor’a ilişkin Hukuk Bültenimize buradan ulaşabilirsiniz. Aradan geçen yaklaşık iki yıllık süreçte Rekabet Kurulu (“Kurul”) HTM sektörüne ilişkin birçok önaraştırma ve soruşturma başlatmış veya bunları sonuçlandırmıştır. Kurum, Ön Rapor’daki tespitlerine ek olarak Kurul’un süreç içerisinde tamamladığı önaraştırma ve soruşturmalar çerçevesinde Türkiye HTM Perakendeciliği Sektör İncelemesi Nihai Raporu’nu (“Nihai Rapor”) hazırlamış ve 30 Mart 2023 tarihinde internet sitesinde yayımlamıştır. Yayımlanan Nihai Rapor’a buradan ulaşabilirsiniz.

Rapor ne anlama geliyor?

HTM perakendeciliği sektörü son yıllarda Kurum’un en çok aktif olduğu sektörlerden bir tanesidir. Kurum, geçmişte de HTM perakendeciliğine ilişkin bir sektör incelemesi yürütmüş, bu sektör incelemesinin sonuçlarını 24 Mayıs 2012 yılında kamuoyu ile paylaşmıştır. Kurum, HTM perakendeciliği pazarında yaşanan yapısal değişimler, söz konusu dönemdeki devralmalar ve pazar dinamiklerinin doğal bir sonucu olarak 2017 yılında HTM perakendeciliğine yönelik olarak yeni bir sektör incelemesi yapılmasına karar vermiştir.

Kurum incelemesinin üçüncü yılında Ön Rapor’u yayımlayarak sektöre ilişkin önemli bulgular ortaya koymuş, Ön Rapor’un ardından Nihai Rapor’un tamamlanması amacıyla da birçok paydaşın görüşünü isteyip sektöre ilişkin tespitler yapmıştır. Nihayetinde Kurum Nihai Rapor ile yaklaşık 6 yıllık bir süreç sonunda, Türkiye’de HTM perakendeciliğine ilişkin sektörde yer alan ve sektöre yeni girmeyi planlayan teşebbüslere sektörü kavrama kabiliyeti sunmaktadır.

Bu kapsamda, Kurum, Nihai Rapor’un hazırlanması aşamasında başlıca; (i) sektörün yapısı ve gelişimi, (ii) dijitalleşme sürecinin Covid-19 salgını da dikkate alınarak HTM perakendeciliğine olan etkileri, (iii) Kurum tarafından rekabet ihlallerine ve birleşme devralma işlemlerine yönelik incelemelerde önem arz eden ilgili ürün pazarı ve ilgili coğrafi pazar tanımları, (iv) birleşme & devralma işlemlerinde bildirim eşikleri, (v) organize perakendecilerinin tedarikçiler karşısında sahip olduğu alıcı gücü, (vi) alıcı gücü kapsamında haksız ticari uygulamalara yönelik olarak ülkemizdeki ve diğer ülkelerdeki düzenlemeler, (vii) alıcı gücü kapsamında rekabet hukuku mevzuatı ve ayrıca inceleme kapsamında gündeme gelen (viii) özel gramajlı ürünler konularını ele almıştır.

Bu çerçevede, Kurum tarafından Nihai Rapor’da yapılan çıkarımlardan öne çıkan bazıları aşağıdaki gibidir:

  • Kurum, ilgili pazarların tanımlanması bakımından Kurul’un her olay bazında ayrı değerlendirme yapmasının en etkili yöntem olduğunu belirtirken bazı önemli dinamiklere de dikkat çekmiştir. Bu kapsamda, Kurum, perakende seviyesinde ilgili ürün pazarları belirlenirken indirim marketleri ile ulusal süpermarketlerin ve bölgesel/yerel marketlerin ayrı bir ilgili ürün pazarı oluşturduğunu söylemenin güç olduğunu belirtmiştir. Kurum, HTM perakendeciliği sektöründe ürün tedariki aşamasında ise radikal değişiklikler olmadığı müddetçe, “içecekler, süt ve süt ürünleri, et ve et ürünleri, taze meyve, sebze, atıştırmalık ve şekerlemeler, yağlar, dondurulmuş ürünler, bakliyat ve unlu mamuller, temel gıda, sigara, kişisel bakım ürünleri, ev temizlik ürünleri”nin tedarik pazarı bakımından yapılacak ilgili ürün pazarı tanımlarında kullanılabileceğini belirtmiştir. Coğrafi pazarlar bakımından ise perakende pazarında, Kurum, ilgili dosyanın kendine özgü koşullarına ve rekabetçi endişelere bağlı olarak ilçe bazlı pazar tanımından daha dar bir tanımlamaya gidilebileceğinin de sinyallerini vermiştir. Ürün tedariki bakımından ise geçmiş Kurul kararlarına atıf yapılıp, bölgesel ve/veya yerel bir yapılanmaya gidilmediği müddetçe ilgili coğrafi pazarın Türkiye olarak belirlenmesinin devam edebileceği değerlendirilmiştir.
  • Kurum, yayımlamış olduğu Ön Rapor’da birleşme & devralma işlemlerine dair sektör bazlı bildirim eşiği getirilmesinin mümkün olabileceğini ifade etmiş olsa da Nihai Rapor’da, Kurum’un, küçük perakendecilerin büyümelerini engelleyebileceği ve işlem süreçlerini uzatabileceği gibi sebepler nedeniyle sektör bazlı bildirim eşikleri uygulaması önerisinden vazgeçtiği anlaşılmaktadır.
  • Ön Rapor’dan farklı olarak, Kurum Nihai Rapor’da HTM perakendeciliğinde dijitalleşmeyi ayrı bir husus olarak değerlendirmiştir. Kurum, (i) sektördeki artan oyuncu sayısına, (ii) dijital pazarlamanın ve sosyal medyanın önemine, (iii) müşteri verileri ve kişiselleştirilmiş pazarlama hususuna ve (iv) yeni nesil ödeme sistemlerine vurgu yaparak HTM perakendeciliğinde dijitalleşmenin sektörün başlıca dinamiklerine etkisini incelemiştir. Bu kapsamda Kurum, HTM sektöründeki dijitalleşmenin tüketici ve üretici arasındaki iletişim döngüsünün yoğunlaştırılması veya çeşitlendirilmesine katkı sağladığının altını çizmiş ve 2018-2021 yılları arasında dijital HTM perakendeciliği sektörünün organize perakendeye oranının %1’den %7’ye yükseldiği hesaba katıldığında ekosistemin büyüme gücünün ve potansiyelinin son derece önem arz ettiği sonucuna varılmıştır.
  • Ön Rapor’da kısaca değinilen hususlardan biri olan HTM perakendeciliği sektöründe Çin Seddi uygulamalarına ilişkin değerlendirmeler de Nihai Rapor’da kendine geniş bir yer edinmiştir. Kurum, birleşme & devralma dosyalarında ve ekonomideki serbestleşme süreçlerindeki ayrıştırmalarda kullanıldığı belirtilen Çin Seddi kavramının, bir teşebbüs veya teşebbüsün kendi bünyesinde bulunan ilgili birimleri arasındaki iletişimin sınırlandırılması yahut yatay veya dikey anlamda ilişki kurulan bir başka teşebbüs veya o teşebbüsün aynı birimiyle olan iletişiminin (bilgi akışının) sınırlandırılması veya tamamen ortadan kaldırılması üzerine kurgulandığını belirtmiştir. Çin Seddi uygulaması, HTM sektörüne, özel markalı ürün imalatçıları ile perakendeciler arasındaki rekabete hassas olası bilgi paylaşımlarının sınırlandırılması veya tamamen engellenmesi için teşebbüslerin ilgili (satın alma) birimleri veya işkolları arasındaki iletişim kanallarına “bir duvar örülmesi” olarak yansımaktadır. Rapor bu uygulamalara ilişkin olarak, somut olayın şartlarının ve sektörün rekabetçi dinamiklerinin izlenerek Çin Seddi bakımından olay bazında değerlendirme yapılması gerektiğini vurgulamıştır.
  • Kurum, yine Ön Rapor’da ayrıca yer almayan hususlardan biri olarak, Kurul’un yakın tarihli kararları hakkında açıklamalarda bulunmuştur. Bu kapsamda, Kurul’un yaklaşık son 10 yıl içinde HTM perakendeciliği sektörü bakımından vermiş olduğu önaraştırma, soruşturma ve birleşme & devralma kararlarına ilişkin özetlere Nihai Rapor’da yer verilmiştir. Bu kapsamda, Kurul, 2012 yılından itibaren yeniden satış fiyatının belirlenmesine ilişkin konular haricinde toplam altı tane önaraştırma veya soruşturma yürütmüştür. Kurul, bu dosyalardan yalnızca bir tanesinde ceza vermiştir. Kurul’un ceza verdiği dosya ise kamuoyunda Zincir Marketler[1] olarak bilinen karardır. İlgili karar, uygulanan toplam ve 2.7 milyar TL ceza ile Türk rekabet hukuku tarihinde bir soruşturmada en yüksek idari para cezası uygulanan dosya olmuştur. İlave bir husus olarak ise, Kurul sadece 2022 yılında yeniden satış fiyatının belirlenmesini konu edinen on üç adet karar vermiştir. Nihai Rapor ilaveten birleşme ve devralma kararları hakkında da sayısal bilgi sağlamaktadır. HTM perakendeciliği sektöründe 2012 yılından bu yana Kurul’a bildirilen yirmi bir tane birleşme ve devralma işlemi olup Kurul, yirmi bir işlemin iki tanesine taahhüt sonucunda izin verirken, diğer işlemlere koşulsuz izin vermiştir.
  • Kurum, genel olarak, Türkiye’de HTM perakendeciliğinin yapısı, rekabet hukuku bakımından HTM perakendeciliğinde ilgili pazar tanımları, HTM perakendeciliğinin alıcı gücü ve özel markalı ürünler bakımından değerlendirilmesi, alıcı gücüne yönelik düzenlemeler bakımından Ön Rapor’daki bulgularıyla paralel bulgular tespit etmiştir.
  • Kurum, Nihai Rapor’un son bölümünde HTM perakendeciliği sektörüne ilişkin bazı dikkat çeken düzenleme önerilerinde de bulunmuştur. Bunlardan bazıları aşağıdaki gibidir:
    • Kurum, HTM malları perakendeciliği sektöründe alıcı gücünün kötüye kullanılmasının engellenmesi amacıyla 30 Nisan 2019 tarihinde Avrupa Birliği tarafından kabul edilen, temel olarak tarım ve gıda ürünleri tedarikçileri ve alıcıları arasındaki pazarlık gücündeki dengesizliği önlemeyi hedefleyen Haksız Ticari Uygulamalar Direktifi’nde yer alan hükümlere benzer düzenlemelerin (alıcı tarafından yapılan ticari misillemeler, tüketici şikâyetlerinin incelenmesi maliyetinin tedarikçiye aktarılması, bozulabilir gıdalarda kısa sürede yapılan iptal bildirimleri, alıcının tek taraflı sözleşme değişiklikleri, kayıp ve bozuk mal riskinin tedarikçiye transferi, ticari sırların alıcı tarafından kötüye kullanılması vb.) hayata geçirilmesinin gerekli olduğunu belirtmiştir.
    • Kurum, Perakende Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi Taslağı aracılığıyla haksız ticari uygulamalara ilişkin olarak; alıcının tek taraflı sözleşme değişikliklerinin, alıcı tarafından yapılan ticari misillemelerin, kayıp ve bozuk mal riskinin tedarikçiye transferinin, ticari sırların alıcı tarafından kötüye kullanılmasının, tüketici şikâyetlerinin incelenmesi maliyetinin tedarikçiye aktarılmasının yasaklanması gerektiğini belirtmiştir.
    • Kurum, düzenlemelerin etkin ve sürekli bir şekilde uygulanabilmesi için, bağımsız bir birimin tesis edilmesi gerektiğini ve caydırıcı cezalar olması gerektiğini vurgulamıştır.
    • Kurum, HTM sektörüne ilişkin soruşturmalarda tedarikçiler tarafından sıkça gündeme getirilen, perakendecilerce tek taraflı bir kararla uygulanan ve sektörde “fark faturası” olarak bilinen uygulamaların yasaklanmasına yönelik hükümlerin de haksız ticari uygulamalar kapsamında ele alınabileceğini belirtmiştir.
    • Kurum, zincir marketlerin yeni mağaza açılış izinlerinin nüfus kriterine bağlanmasının rekabet karşıtı bazı etkilerinin olabileceğini ve bu sebeple söz konusu düzenlemenin hayata geçmemesinin yerinde olacağını belirtmiştir. Lakin Kurum, belirlenecek bir mesafe çapında aynı ekonomik bütünlük içerisinde yer alan perakendecilerin ikinci bir şube açmalarının yasaklanabileceğini de belirtmiştir.
    • Kurum son olarak, Avrupa Birliği uygulamasında da olduğu gibi alıcı gücünün kötüye kullanılmasının gerçek anlamda önlenebilmesinin Avrupa Birliği Haksız Ticari Uygulamalar Direktifi’ne benzer bir düzenlemenin mevzuata kazandırılmasıyla mümkün olabileceğini belirtmiştir.

Sonuç

Nihai Rapor, HTM perakendeciliği sektörüne ilişkin önemli ipuçları ve sektöre yönelik düzenleme önerileri sunmaktadır. Kurum’un geçmişte HTM perakendeciliği sektörüne olan ilgisinin Nihai Rapor’un yayımlanmasının ardından da devam edeceği rahatlıkla söylenebilecektir. Buna ilave olarak, teşebbüslerin ve Kurul’un da bu kapsamlı çalışmadan başta önaraştırma ve soruşturmalar olmak üzere ilgili tüm aşamalarda faydalanacağı da ayrıca değerlendirilebilecektir..

 

[1] Zincir Marketler, 28.10.2021, 21-53/747-360.

Benzer içerikler