Daha fazla bilgi için,
lütfen iletişime geçin :
Hukuk Bültenleri
09/06/2022

Yargıtay 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Yürürlüğe Girmesinden Sonra Verilmiş Tüm Milli Hakem Kararlarına Karşı Başvuru Yolunun İptal Davası Olduğuna Dair İçtihadı Birleştirme Kararı Verdi

Hukuk Bültenleri
Uyuşmazlık Çözümü
Genel

Yeni Gelişme

Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (“HMK”) yürürlük tarihi olan 1 Ekim 2011 tarihinden sonra verilmiş olan milli hakem kararlarına karşı, tahkim sözleşmesi tarihine bakılmaksızın iptal davası yolunun uygulanması gerektiğine karar verdi. Bu karar, 1 Ekim 2011 tarihinden önce yapılmış tahkim sözleşmelerine dayanılarak bu tarihten sonra verilen milli hakem kararına karşı hangi yola başvurulacağına ilişkin tereddütleri giderdi. İçtihadı Birleştirme Kararı 18 Eylül 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı.

Hukuki Sorun

HMK’nın yürürlüğe girmesinden önce uygulanan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (“HUMK”), milli hakem kararlarına karşı temyiz yoluna başvurabileceğini öngörmekteydi. 1 Ekim 2011 tarihinde yürürlüğe giren HMK ise, milli hakem kararlarına karşı temyiz yolu yerine, iptal davası açılabileceği hükmünü getirdi. Eski ve yeni usul kanunları arasındaki bu farklılık, yürürlük bakımından Yargıtay daireleri arasında görüş ayrılığına yol açmıştı: Bazı Yargıtay daireleri, tahkim sözleşmesinin HMK’nın yürürlük tarihinden önceye dayandığı durumlarda, hakem kararı yürürlük tarihinden sonra dahi verilse, kararın HUMK uyarınca temyize tabi olduğu yönünde kararlar vermekteydi. Bazı daireler ise, aksi görüşü benimseyerek, tahkim sözleşmesi tarihinden bağımsız olarak, HMK döneminde verilen kararlar için başvuru yolunun HMK’da belirtilen iptal davası olduğu yönünde görüş oluşturmuştu. Daireler arasındaki görüş ayrılığının giderilmesi için konu Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulu önüne taşındı.

Kararın İçeriği

  • Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nda, tahkim sözleşmesinin tarihine bakılmaksızın, milli hakem kararı HMK’nın yürürlük tarihinden sonra verilmiş ise HMK uyarınca iptal davasına tabi olacağı belirtilmektedir. Kararın gerekçesinde tahkim sözleşmesi açıkça bir usul hukuku sözleşmesi olarak nitelendirilerek, usul hukuku kurallarının derhal uygulanacağı ilkesinden bahisle bu şekilde bir çözüm oluşturulmuştur. Ayrıca, tahkim sözleşmesi açıkça bir usul hukuku sözleşmesi olarak nitelendirilmek suretiyle hukuki niteliğe ilişkin içtihat farklılıkları da giderilmiştir.
  • Usul hukuku kuralları “derhal uygulanma” ilkesi gereğince yürürlüğe girdiği zaman itibariyle uygulanmaya başlar. Bu bağlamda, derhal uygulanma ilkesi kapsamında, hakem kararı HMK döneminde verilmiş ise, HMK’da öngörülen iptal davası yoluna başvurulması gerekmektedir. Hatta taraflar tahkim sözleşmesinde tahkimin HUMK’ya tabi olacağını belirtmiş olsalar dahi HMK yürürlüğe girdikten sonra verilen hakem kararları HUMK’ya değil, HMK’ya, yani, iptal davasına tabi olacaktır.
  • Tahkim sözleşmeleri tarafların serbest iradeleri sonucunda kurulduğundan maddi hukuk unsurları da içermektedir. Dolayısıyla, HMK’nın yürürlük tarihi olan 1 Ekim 2011 tarihinden önce yapılmış tahkim sözleşmelerinin kuruluş ve geçerlilikleri yine HUMK çerçevesinde değerlendirilmeye devam edecektir.
  • HMK’da düzenlenen iptal davasında ileri sürülebilecek sebepler HUMK’da düzenlenen temyiz sebeplerine nazaran daha kapsamlı ve fakat sınırlı sayı ilkesine tabii olarak düzenlenmiştir. Buna göre HUMK’da düzenlenen (i) kararın tahkim süresi içinde verilmemesi, (ii) hakemlerin yetkilerini aşmaları ve talep edilmemiş hususlar hakkında karar vermeleri ve (iii) talepler ile ilgili karar vermemeleri iptal sebepleri olarak HMK’da da korunmuştur. Ayrıca tahkim anlaşmasının taraflarından birinin ehliyetsiz olması, tahkim anlaşmasının geçersiz olması, hakem seçiminin sözleşmesel veya kanuni olarak belirlenen usule uygun olmaması, hakemlerin kendi yetkilerine ilişkin verdikleri kararın hukuka aykırı olması, tahkim yargılamasının usule aykırılığı ve bu aykırılığın esasa etkili olması, tarafların eşitliği ilkesi ve hukuki dinlenilme hakkının gözetilmemesi, uyuşmazlığın Türk hukukuna göre tahkime elverişli olmaması ve kamu düzenine aykırılık gibi yeni iptal sebeplerine de yer verilmiştir.

Sonuç

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı sonucu 1 Ekim 2011 tarihinden sonra verilen milli hakem kararlarına karşı ancak iptal yoluna başvurulabilecektir.

Benzer içerikler